Elif ve Mine kağıtlardan origami yapmaktadırlar. Uçaklar, gemiler, evler, çocuklar, arabalar… Her biri yaptığı oyuncağı kendi köşesine koymaktadır. İkisi de özenerek yaptığı origamileri dizmektedirler. Niloya ve Mete bu güzel çalışmaları görünce şaşırır ve hayranlıkla incelerler. Sonra onlarla oynamak isterler. İzin isterler arkadaşlarından. Elif ve Mine çok heyecanlanır ve hemen yaptıkları oyuncakları vermek isterler. Niloya iki oyuncak birden aynı anda önüne gelince hangisini alacağını şaşırır. Bir tanesi yeterlidir aslında… Elif de Mine de kendi yaptığı çalışmanın alınmasını ister. Başlarlar yaptıklarını övmeye… Elif kendi origamilerinin özel katlandığını söyleyince, Mine de atılır; onun da kağıtları özeldir, bakkaldan almıştır. Elif origamilerinin üstüne çiçek çizmiştir. Çok sevimlidir. Mine de imzasını atmıştır. Çok özeldir. Bu tatlı yarışı Niloya ve Mete şaşkınlıkla izler. En sonunda Niloya henüz katlanmamış olan kağıdı alır ve kendisi katlayıp bir uçak yapar. Çok özel değildir. Dünyanın en sıradan kağıt uçağıdır ama seçmesi kolaydır. Bu sebeple bununla oynayacaktır. Mete de bu fikri sever. Elif ve Mine birbirlerine bakıp yaptıklarına gülerler. Aslında sadece şakalaşmak istemişlerdir. Ama biraz abartmışlardır. Sonuçta onlarınkiler de çok özel değildir. Sonunda çocuklar özgürce tüm kağıttan oyuncaklarla oyun kurar ve çok eğlenirler.